
Seferihisarlı Avukat Irmak Değerli ile tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına almış koronavirüs(covid19) salgını sürecini ve sürecin atlatılmasından sonra öngörülebilecek durumun hukuki boyutunu konuştuğumuz röportajın devamını aşağıda okuyabilirsiniz.
Korona virüs salgını pek çok sektörü ekonomik anlamda etkilemiştir. Şüphesiz avukatlar da bu durumdan etkilendi. Öncelikle sizi nasıl etkiledi? Korona virüs salgını kapsamında hukuki açıdan alınan önlemler nelerdir?
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından pandemi (dünya genelinde yaşayan insanların sağlığını tehdit eden bulaşıcı hastalık) ilan edilmiş olan COVID-19 kısa sürede kontrol edilemez bir şekilde tüm dünyayı etkisi altına almış ve bu beklenmeyen hal ne yazık ki hal istinasız olarak tüm sektörleri olumsuz yönde etkilemiştir. Şu an deyim yerindeyse dünya bir savaş içerisinde. Düşmanımız olan virüse karşı son derece hazırlıksız yakalandık. Ancak; ilk olarak odaklanmamız gereken nokta, bu savaştan sağlıklı olarak çıkmak olmalıdır zaten devletimiz de her alanda en hızlı şekilde düzenlemeler yaparak öncelikle, vatandaşların evde kalmasını sağlayarak salgının bulaşmasının önüne geçmeyi hedeflemektedir. Diğer taraftan da bir çok alanda salgının olumsuz etkilerini azaltmak, vatandaşların mağduriyetlerini ve hak kayıplarını önlemek amacıyla gereken düzenlemeler yapılmaktadır. Bunlara örnek vermek gerekirse; – Öncelikle 7226 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun kapsamında adli ve idari yargıda süreler 30 Nisan 2020’ye kadar durdurulmuştur. Yani duruşmalar 30 Nisan 2020 tarihine kadar yapılmayacaktır, hak düşürücü süreler işlemeyecektir. – Yine 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile “COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirler kapsamında; 30/4/2020 tarihine kadar, nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere, yurt genelinde yürütülmekte olan tüm icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve takip işlemlerinin yapılmamasına, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine…” karar verilmiştir. – 1/3/2020 tarihinden itibaren 30/06/2020 tarihine kadar işleyecek iş yeri kira bedellerinin ödenmemesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmayacaktır.
Bu süreçte kapatılan iş yerlerinde çalışan işçilerin durumu ne olacaktır?
İçişleri bakanlığı tarafından gönderilmiş olan ek genelge ile tiyatro, sinema, gösteri merkezi, konser salonu, nişan/düğün salonu, çalgılı/müzikli lokanta/kafe, gazino, birahane, taverna, kahvehane, kıraathane, kafeterya, kır bahçesi, nargile salonu, nargile kafe, internet salonu, internet kafe, her türlü oyun salonları, her türlü kapalı çocuk oyun alanları, çay bahçesi, dernek lokalleri, lunapark, yüzme havuzu, hamam, sauna, kaplıca, masaj salonu, SPA ve spor merkezlerinin, restoranların faaliyetleri geçici bir süreliğine durdurulmasına karar verilmiştir. İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi dolayısıyla faaliyetleri geçici olarak durdurulan işyerlerinde çalışanların durumu İş Kanunu’nun 40. Maddesinde düzenlenmiştir. Kanun hükmüne göre, zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılamayan işçiye, bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için normal ücretinin yarısı kadar ücret ödenir. İşyerinin bir haftadan fazla kapalı kalması durumunda işverenin ücret ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu dönemde iş sözleşmesi askıya alındığı kabul edilmektedir. Sözleşmenin askıya alındığı bu dönemde işverenin ücret ödeme ve sosyal güvenlik primlerini yatırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. İş Kanunu’nun 24. maddesine göre, işçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa işçi iş akdini feshedebilir. İşçi bu gerekçeyle iş akdini feshettiğinde kıdem tazminatını alabilir.
Koronavirüs salgını süreci ile artan online satışlar nedeniyle tüketiciler herhangi bir sorunla karşılaşmamak adına nelere dikkat etmelidir?
Öncelikle tüketici online alışveriş yaparken güvenilir, bilinen siteleri tercih etmelidir. Tüketicinin 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkı mevcuttur. Cayma Hakkı ile tüketici 14 gün içerisinde, herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden vazgeçerek parasını geri alabilir. Satıcıların iade kabul etmemesi, para iadesi yerine yalnızca değişim teklif etmesi hukuka aykırıdır. Salgın nedeniyle stoklarda problem yaşanması halinde eğer satıcı tüketiciye malı teslim edemeyecekse tüketiciye bu durumu bildirmeli para iadesini yapmalıdır. Eğer satın alınan üründe bir hata, bozukluk vb. hal mevcut ise yani hukuki deyimiyle mal ayıplı ise; açık bir ayıp yani ilk bakışta hemen fark edilecek, gözle görülür bir ayıp, sorun veya hasar varsa, otuz gün içerisinde durumu satıcıya bildirmek gerekmektedir, aksi halde tüketici malı ayıplı kabul etmiş sayılır. Süresi içerisinde malın ayıplı olduğunu satıcıya bildiren alıcı -ilgili haklardan, yalnızca bir tanesini kullanma hakkına sahip olunmasına riayet edilerekürünün iadesini, ayıpsız olan bir ürünle değiştirilmesini ya da ayıp oranında satıcıdan indirim yapmasını talep edebilir. Ve yine bu ayıplı ürün dolayısıyla; başka bir ürün veya bir kimse zarar görmüşse; tüketici, satıcıdan tazminat talep edebilir. Tüketiciler, satıcı firma ile yaptıkları görüşmelerden olumlu sonuç alamazlarsa Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurabilirler. Bu heyete başvurmadaki üst sınır 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren ilçe tüketici hakem heyetleri için 6.920 TL olarak belirlenmiştir. Bu meblağın üstündeki durumlarda tüketiciler doğrudan Tüketici Mahkemeleri’ne başvurabilirler.